Plastik 19. yüzyılın ikinci yarısından beri bizlerle olan bir polimer. 1869 yılında ilk sentetik plastik olan "selüloit" John Wesley Hyatt tarfından bilardo toplarının fildişinden yapılmasına karşın bir çözüm aranırken keşfedildi. Selüloit sayesinde fil ve kaplumbağa avcılığı da azalacaktı. Leo Baekeland da ilk tam sentetik plastik olan "bakalit"i elektrik yalıtkanı olarak kullanılan doğal madde yerine sentetik bir madde ararken 1907'de icat etti. Hem yalıtkan olup hem ısıya dayanıklı olması ile seri üretim için muazzam bir madde elde edilmiş oldu. 1960-1970 yılları arasında neden olduğu çevre sorunları nedeniyle eleştirilse de üretimi hızlanan bir ivmeyle sürüyor.
Plastik gözle görünmediğinde tamamen kaybolmaz, giderek daha küçük parçalara ayrılır. Mikroplastik adı verilen bu parçaçcıklar solunum ve emilim yoluyla insan bedenine girip organlarda birikebilir. Yakın zamanda yapılan bir araştırmada, yeni doğan bebeklerin plasentalarında mikroplastik bulundu. İnsan sağlığı üzerindeki etkilerinin ne boyutta olduğu tam olarak bilinmiyor.
Plastik atıkların sadece yüzde 9'u geri dönüştürülüyor. Yüzde 15'i geri dönüşüm için toplansa da bunun yüzde 40'ı atık olarak bertaraf ediliyor. Kalan yüzde 19'u yakılıyor, yüzde 50'si çöplüklere gidiyor ve yüzde 22'si ise atık yönetim sistemlerinden kaçarak daha fakir ülkelerdeki kontrolsüz çöp sahalarına, açık ocaklarda yakılmaya ya da karasal ve sucul ortamlara gönderiliyor.
Yarın "Plastiksiz Temmuz" başlıyor. 2011 yılından beri küresel ölçekte farkındalık yaratmak için Temmuz ayı "Plastiksiz Temmuz" olarak adlandırılıyor. Rebecca Prince-Ruiz tarafından ortaya konan Avustralya çıkışlı bir çevre hareketi olan "Plastiksiz Temmuz" 177 ülkede 120 milyondan fazla katılımcının desteğiyle plastik farkındalığı konusunda etki yaratmaya devam ediyor.