Kader Diye Diye

Gece nelere gebedir, sen nereden bileceksin? 
Gördüğün her rüya ile uykunu böleceksin. 
Sabahlar olur mu diye, fecri beklerken; 
Gecenin karanlığında ölümü göreceksin. 

Yalancı sabahın ışıkları ufka doğmadan, 
Neydi bu, şehirleri uykudan uyandıran ? 
Yine o bildik felaket, binaları salladı, 
Yeryüzünde taş üstünde taş bırakmadı. 

Bu ne kaderdir, ne yazgı, ne de kader planı. 
Sen sağlam yap yapını, bak yıkıyor mu binanı? 
Her deprem afetinden almadıkça biz dersimizi, 
Kader diye diye, biz daha çok döveriz dizimizi. 

Yaz Blogcu, Ankara, 25.02.2023

Ruhsal Travma


Depremin acısını sırtında taşıyan depremzedeler çok zor şartlarda bekleyişlerini sürüdürüyor. Çoğu bundan sonrasında ne olacağını merak ediyor. Kimi nerede yaşıyacağını, kimi okul hayatını, kimi hasar gören evini soruyor. Hepsi bu belirsizliğin acılarını büyüttüğünden yakınarak, sorularına cevap arıyorlar. 

Büyük bir yıkıma neden olan çifte deprem, ruhumuzda derin yaralar açtı. Bölgedeki depremzedeler yas, korku, kaygı, stres, öfke gibi çok sayıda duyguyla baş etmek zorunda. Afet bölgelerindeki gönüllü ve görevli birçok uzman psikiyatr, psikolog, depremzedelerle bire bir iletişim kurarak travmayı atlatmalarına yardımcı olmaya çalıştıklarını görmek bizleri de rahatlatıyor, çünkü toplum olarak bir travma yaşıyoruz. 

Bu felaketi en az kayıp ve hasarla atlatabilmemiz için, içimizdeki mücadele duygusuna, dayanışma isteğine kulak vererek canla başla yardım etmemiz gerekiyor.

Deprem Çadırı

 

Deprem bölgelerine ulaştırılacak hızlandırılmış deprem çadırı imalatı için yardıma çağrıldım. Henüz yeni başladık. Kaynak işlerini hızlandırmak için yarın biraz daha elemanlar gelecek. Çadırın bir kısmı bu atölyede, diğer kısımları da başka atölyelerde imal ediliyor. Onun için tam bitmiş bir çadır görüntümüz yok. Bu atölyede işi bitmiş malzemeler paketlenecek ve bir tıra yüklenerek gönderilecek. Burası Ankara/Sincan Organiza Sanayi Bölgesinde küçük bir atölye. 

Kaynak İşleri Tamamlanmış Malzemeler.

Boyları Kesilmiş Kavis Verilecek Çadır Malzemeleri.

Çalışmalarının Bir Kısmı Tamamlanmış Çadır Malzemeleri


Çadır Malzemelerinin Tüm Kaynak İşleri Gazaltı Kaynak Makineleri Yapılıyor.


Atölyenin Ön Tarafına İndirilmiş Çadır İmalatında Kullanıcak Malzemelerin Bir Kısmı.

En Temel İçgüdü

Merhabalar.

Deprem gibi olğanüstü koşullarda evi yıkılmış, belki enkazdan çıkmış, aç-susuz bir insanın deprem bölgesindeki bir markete girip ihtiyacı olan yiyeceği ya da bir hijyen malzemesini alması yağmacılık olarak düşünülemez. Fakat maddi menfaat sağlamak üzere satmak amacıyla oradan eşya almak yağma eylemidir. 

Bu çok hassas bir konu, çizgiyi çok dikkatli çizmeli. Bu, yağmayı övmek gibi bir şey değil. İnsanın en temel içgüdüsü hayatta kalmak. Hayatta kalmak için marketten temel ihtiyacını karşılamak üzere bir şey almaktan bahsediyoruz. Bunu bir anlamda marketin kamulaşması olarak da düşünebiliriz. 

Soğuk, açlık, susuzluk, çaresizlik, korku... Ayrıca o marketten, hayatta kalmak için dahi olsa, bir şey alırken, belki en temel değerlerini yıkan bir eylemde bulunuyor. Yaşadığı tüm olumsuzlukların üzerine bir de bunun yarattığı psikolojik ikilem ve utanç ekleniyor. 

Hayatta kalabilmek için, kendi ihtiyacını karşılamak üzere marketten bir şişe su, bir paket büsküvi almanın yağmacılık olmayacağı konusundaki düşüncemin ne derece doğru olduğunu sizlerle paylaşmak istedim. 

Selam ve saygılarımla.

Acımız Büyük

 

Çok Üzgünüz!

Ülkemizde yaşanan deprem felaketinde hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına sabr-ı cemil ve başsağlığı dileklerimizle birlikte yaralı yurttaşlarımıza da acil şifalar diliyoruz.

Başımız Sağ Olsun, Geçmiş Olsun Türkiyem!

Depremzedelere Yardım Adresleri Linki

Deprem Uyarı Yazımız

Aile Dayanışması

Aile Dayanışması-Karadağ
Tuval Üstü Yağlı Boya
Ebat:100x60 cm.
Sanatçı: Nazlı Toaç
Merhabalar.

Bu paylaşımda değerli Blogger arkadaşlarımızdan Nazlı Toaç'ın tuval üzerine yaptığı yağlı boya resimlerinden birini ele alarak resim sanatı konusunda kaleme aldığım mektubu sizlerle paylaşmak istiyorum. Blog arkadaşımızın yağlı boya resim çalışmaları konusunda çok yetenekli biri olduğuna dikkatinizi çekerek hemen mektubuma başlamak istiyorum. 

Resim sαnαtı, duygu ve düşüncelerin estetik kurαllαr çerçevesinde farklı renk ve tonlαr kullanılarak kαğıt, bez, mukαvvα gibi zeminler üzerine kαlem yα dα boyαlαrlα resmedilmesidir. Resimde önemli olαn duygu ve düşüncelerin estetik bir çerçevede αktαrılmαsıdır. Kullanılacak çizim yöntemi, αrαç, boyα, mαlzeme tamamen işlenecek duygu ve düşünceye göre belirlenir. 

Sanat eserleri onu izleyene estetik bir haz verir. Sanatçı kendi hissettiklerini sunar izleyiciye. Bir sanat eserinin temel görevi izleyicide estetik algılar oluşturmasıdır. Sanatçı ürünü mutlaka bir estetik tavırla ortaya çıkarmaktadır. Bu yüzden her sanat eserinde mutlak estetik bir tavır vardır. Çünkü sanatçı ürünü ortaya çıkarırken kendi hayal gücü, kaygıları ve konuyu ele alış şekli ön plandadır. Diğer bir yandan ortaya çıkan sanat eserinin en önemli özelliği tek olmasıdır. Çünkü sanat eseri oluştururken aynı yaklaşımlar bir daha oluşmamaktadır. Sadece o eseri oluştururken ortaya çıkan duygular vardır. Bu da bize o eserin nasıl bir hayal gücünün ürünü olduğunu gösterir. 

Ancak, bir resmi anlamaya çalışmak ve değerlendirmek için gerekli olan eleştiri yöntemini kullanmadan önce, resmin kimlik bilgilerini içeren ikonografik açılımını yapmak gerekir; zira bir eseri sınıflandırmak, incelemek ya da eleştirmek için eserin kimlik bilgilerini içeren ikonografik açılımı oldukça önemlidir. ikonografik açılımda; resmin adı, tekniği, boyutu, yapıldığı tarih ve orijinalinin nerede (hangi müzede) bulunduğu kimlik bilgilerini tanımlayan unsurlardandır. Bunların yanı sıra; resmin sanatçısının kim olduğu, resmin konusu ve resmin ait olduğu dönem özelliklerinin bilinmesi, yapılacak inceleme için bir başka önemli ipuçlarıdır. 

Sanat eseri nasıl yorumlanır sorusu, o sanat eserinin tarzını; üretildiği dönemi, sanatçısının yaşama bakışını içerir. Yani eser yorumlanırken, bu unsurların göz önüne alınması gerekmektedir. Her eser, üretildiği dönemin sanat anlayışından ve sanatçısının düşüncelerinden izler taşır. Sanat dönemlerini bilmek, sanatçıları tanımak, eserlerin yorumlanmasında kolaylık sağlar. 

Sanat eserleri yorumlanırken, renkler oldukça büyük önem taşır. Çünkü aslında her rengin bir anlamı vardır. Örneğin, kırmızı hırsı, öfkeyi ve tutkulu aşkları ifade eden bir renktir. Buna karşılık mavi tüm dünyada barışı temsil eder. Bununla beraber, huzurun ve içsel dinginliğin rengi olarak tanımlanır. Renkler yalnızca resim sanatına özgü değildir. Edebiyatta da kullanılabilir. Bunların anlamlarını bilmek, eserleri doğru yorumlamak için önemli bir detaydır. 

Resmin plastik analizine gelince, bu iş beni aşar. Neden derseniz? Diğer bir anlatımla resme biçimsel yaklaşma olarak da değerlendireceğimiz resmin kompozisyon ve kurgusu, resim yüzeyinin çizgisel organizasyonu (yön), denge, ve form, renk, ışık, mekan ve zaman gibi biçimler, plastik analizinin başlıklarını oluşturmaktadır. Bu inceleme ve yaklaşım da resimden çok iyi anlayan uzmanların işidir diyorum. Çünkü bizler resme sadece bakarız ve ne gördüğümüzü anlamaya çalışırız. 

Tabloda: Bir kişi elindeki tırpanla otu biçerken, iki kişi tırmıkla biraraya getiriyor; küçük çocuk tırmıkla toplanan otu yaba ile yığının üzerine atıyor, bir genç kız da çiğneyerek balya yapmaya çalışıyor. Bu tabloda Karadağlı bir ailenin kollektif dayanışmasını görüyoruz. Hani "Bir elin nesi var, iki elin sesi var" atasözü gibi. Herkes gücü ve imkanı nsipetinde çalışmalı; üretken olmalı. Bana göre, bu tabloda verilmek istenen mesaj budur. 

Selam ve saygılarımla.