Dolunay

Merhabalar.

Ayın tüm evrelerini ilgiyle takip eden biri olduğum için, Eylül 2023 ayının dolunay haberini paylaşmak istedim. Dün de ay dolunay gibiydi, ama takvimler bugünün dolunay olduğunu söylüyorlar. 

Gök olaylarında kehanet arayan biri değilim. Burçlara ve fallara inanmam, ama bazen okur geçerim. Dün gece ve bu sabah gökyüzünde bayağı bir parlak yıldız vardı. Büyük ve küçük ayı dışında diğer yıldız kümelerini bilmem. Ay, doğarken ve batarken aynı güneş gibi büyüyor.  Ayın ve güneşin büyük görünümleri de benim ilgi alanımda. İkamet ettiğim yer yüksek katlı bir yer olmadığı için ayın ve güneşin konumlarını çok sağlıklı bir şekilde gözlemliyemiyorum. 

Sizin de ilginizi çekiyor ve hava da açık olursa, iyi seyirler dilerim. Dikkat ettiyeseniz, ayın hep aynı yüzünü görürüz, çünkü ay’ın dünya’nın yörüngesindeki hareketiyle kendi eksenindeki dönüş hareketi eş zamanlıdır. Selam ve saygılarımla birlikte Allah'a emanet olun. 

Selam ve saygılarımla.

Fare Benim Ciğer Kedinin

Ev ve Bahçesinden Bir Görünüm
Merhabalar.

Malumunuz olduğu üzere yaz aylarını, babamızdan kalan ilçemizdeki müstakil bahçeli evde geçiriyoruz. Bahçe içinde köşede tandırlık ve küçük bir dükkan gibi müştemilatlarımız da var. Her sene olduğu gibi bahçe yine fare kaynıyor. Bu yıl bahçelerde ve tarlalarda da çok fazla fare var. 

Yukarıçiftlik Köyündeki Ceviz Bahçesi Boşluğuna Yapılan Sebzelik ve Korkuluklar

İlçe dışındaki arazilerde yapılan sebzelerden domatesleri hep fareler kemirerek yaraladı. Domatesleri kargalardan yaptığımız korkuluklarla koruduk ama, farelerden koruyamadık. 

Evin Giriş Kapısı

Evimizin giriş kapısını sürekli kapalı tutarız. Açık kaldığı zaman hemen fareler içeriye bir şekilde hücum ediyorlar. 

Mutfaktan Bir Görünüm

Geçenlerde mutfaktan gürültüler duydum ve hemen mutfağa girdim bir de ne göreyim bir fındık faresi taşın üzerinde geziyor. Beni görünce hemen taşın üzerinden fırının arka tarafına indi. Evde daha önceki yıllardan kalan fare yapıştırıcısını buldum. Evdeki hurda camlardan da, cam elmasıyla kare şeklinde 5-6 parça cam kestim. Yapıştırıcıyı daire şeklinde camın etrafına sürdüm. Tam ortasına da taze peynir koydum ve başladım beklemeye. 

Lafı fazla uzatmayayım, mutfakta tam üç adet fındık faresi yakaladım. Bahçemizde kedimiz de var; ne işe yarıyorsa? Ciğerleri o yiyor; fareleri ben tutuyorum. 

Nass


Merhabalar.

Bloggerin kumanda panelinden yeni yayın komutuna kaç kez tıklayıp yeni sayfa açıp bir şeyler yazmadan hep geri çıktım. Söz konusu paylaşacağım yazının pek kimsenin de ilgisini çekeceğini zannetmiyorum ama, bu konuyu da paylaşmadan yapamadım. Sanki bu durumu kimse bilmiyor mu? Biliyor. Hem de herkes biliyor. Peki burada herkesin bildiği bu konuyu gündeme almanın veya tekrar etmenin ne faydası olacak? İlaç mı olacak? Sorun düzelecek mi? Hayır! Hiçbiri olmayacak. Sadece bu konuyu burada paylaştığımla kalacağım ve Hz. İbrahim'i yakmak üzere Nemrut emriyle hazırlanan ateşi söndürmek için su taşıyan karınca misali bu yazıyı burada paylaşmakla haksızlığa ve kötü gidişe dur demenin vicdanı rahatlığını yaşayacağım.
 
Türkiye tarihinin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşıyoruz. Yaşadığımız büyük krizi basitçe kur artışı olarak adlandırmak ve sebebini de dış güçlere bağlamak doğru değildir. Enflasyondan işsizliğe, yoksullaşmadan ekonomik durgunluğa kadar hayatlarımızı her alanda kabusa çeviren kapsamlı bir ekonomik krizle karşı karşıya bulunuyoruz.


"Nass'lar neyi emrediyorsa onu yapacağız" diyerek ekonomiyi kendi dini yorumuyla yöneten iktidar, uzmanların tüm uyarılarına rağmen 2 yılı aşkın süre faizleri indirmişti. Ancak ekonomik kriz giderek derinleşti. "Nass" unutulup rafa kaldırıldı,  bu kez faizin önü açıldı ve zirveye taşındı. İhtiyaç kredisi faizleri yüzde 60'a dayandı. Olan yine vatandaşa oldu. 

Eğer siz de ekonomik krizi yaşadığına inanan, bundan etkilenen ve rahatsızlık duyan biriyseniz; lütfen vicdanınızın sesini dinleyin ve bu yazıyı içinizden geldiği gibi ve çekinmeden yorumlarınızla destekleyiniz. 

Selam ve saygılarımla.

Kabristan Ziyareti

6 Haziran 2020 Tarihli Bir Kabir Ziyareti

Merhabalar.

Prostat ameliyatı oluncaya kadar yaz aylarında haftada üç gün bisiklete atlar, doğru kabristana gider, yakınlarımın mezarlarının bakımını ve ziyaretlerimi yapardım. Bu yıl bisiklete binmem yasaklandı. Çünkü bir de ameliyat esnasında oluşan sol kasık fıtığı çıktı. Yaptığım araştırma sonucu prostat ameliyatları sonrası kasık fıtıklarının oluşması beklenen komplikasyonlardan biriymiş, ama ben bu durumu diğer komplikasyonlar gibi doktorlarımdan değil, internetten öğreniyorum. 

Bu yıl iki kez kabristana yaya olarak gittim. Artık uzun mesafeli yaya yol yürüyüşlerinin beni yorduğunu hissettim. Kasık fıtığım olmasa yine bisiklete binmeye devam edecektim ama, henüz daha 1 cm. yırtığı olan bir kasık fıtığını büyüterek başıma iş açmak istemedim. Yaz aylarını geçirmek üzere geldiğim memleketimdeki devlet hastanesinde de fıtık ameliyatını olabilirdim ancak, hastanenin tek bir cerrahı var;  o da sorunlu, hastalarına karşı iyi davranmıyor. İyi davranmadığı için de hastalarıyla sürekli tartışma yaşıyor. Kasım ayında yeniden Ankara'ya döneceğim için, fıtık ameliyatımı kendi hastanemde olurum diye tehir ettim. 

Kabristan ziyaretleri beni biraz rahatlatıyor, kendimi orada iyi hissediyorum. Kabir ehli gayet zararsız kimseler. Onlar asla senin canını sıkmazlar, sana sorun çıkarmazlar. Kendi hallerinde derin ve deliksiz bir uyku halindeler. En son Kovid-19 virüsünden 66 yaşında kaybettiğimiz emekli öğretmen halamın oğlu Salih'ten ahiret yurdundan haber vermesi konusunda çok ümitliydim. Kendisi deistti, sağ iken, onunla bu konuları çok sık konuşurduk ve "sen hiç merak etme dayı oğlu oraya gidersem sana haber veririm" demişti. Mezarının başına varıyorum ona sesleniyorum, ama o bana hiçbir şekilde cevap vermiyor. Bu cümleleri sakın ciddiye almayın, sağlığında kendisiyle böyle sohbet ettiğimiz için ben de kabri başına varıp, onunla böyle sohbete devam ediyorum. 

Kabir ziyaretlerimizin mevtalara hiçbir faydası yoktur. Ziyaretlerimizin faydası bizedir. Ben zaten hiçbir kabir başında mevta için bırakın Kur'an'dan bir aşır okumayı Fatiha bile okumuyorum. Sadece şöyle niyazda bulunuyorum: "Allah sana rahmetiyle, merhametiyle, mağfiretiyle ve de cennetiyle muamele eylesin." Bu kadar... Bu konuyu daha fazla irdelemek istemiyorum, çünkü insanların inançlarına karşı saygılı olmak durumundayım. Herkes bir başkasına zarar vermeden ve bir başkasını rahatsız etmeden inandığı gibi dini vecibelerini yerine getirebilir. 

Mektubuma burada son verirken, hepinize sağlıklı, huzurlu ve mutlu günler dilerim. Sağlıcakla ve esen kalın.