Atatürk Olmadan Asla!

Merhabalar.

Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da oynanması planlanan Türkcell Süper Kupa Maçı iptal edildi. Organizasyona ev sahipliği yapan Suudi Arabistanlı yetkililer; TFF ile kulüplerin bu maç için özel hazırladığı Atatürk ve Cumhuriyet konseptli pankart, tişört, video ve 100. Yıl Marşı'na "siyasi" diyerek karşı çıktı. TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Suudiler ve iki kulübün başkanları Dursun Özbek ve Ali Koç ile görüşüp krizi çözmeye çalıştı. Suudiler kararlarında ısrar edince Galatasaray ve Fenerbahçe kulüpleri "ATATÜRK OLMADAN ASLA!" diyerek maça çıkmama kararı aldı ve organizasyon iptal edildi.

Galatasaray ve Fenerbahçe kulübü yöneticilerini ve oyuncularını bu asil duruşlarından dolayı tebrik ederiz. Bu necip ve büyük Türk milleti sizin arkanızdadır ve size minnettardır. 
Karikatürist Hicabi Demir



Bugün

Merhabalar.

Dünyada nerede olduğumuza bağlı olarak gökyüzünün 8 ila 14 km. arasında  soluduğumuz hava ile bulutların barındığı  katmana troposfer katmanı diyoruz. Troposfer, atmosferin yere temas eden en alt katıdır. Bu katmanda yerden yükseldikçe sıcaklık düşer. Gazların en yoğun olduğu kattır. “Tropos” değişim demektir. Bu katman adını, atmosferimizin bu bölümünde sürekli değişen ve gazları karıştıran hava koşullarından alır. Troposferle ilgili bu kadar bilgiyi paylaştıktan sonra asıl konumuza dönebiliriz.

Dün ve bugün hava rüzgarlı olmakla birlikte bulutların bulunduğu troposfer tabakasındaki rüzgar ne kadar güçlü esiyorsa sürekli bulutları batıdan doğuya doğru çok hızlı bir şekilde sürüklüyordu. Dışarıda güzel ve ferah bir bir bahar havası kokusu vardı. Bu koku, memleketimin bahar aylarında teneffüs ettiğim bahar kokusuna o kadar benziyordu ki, her nefes aldığım da kendimi memleketimde hissediyordum. 

Rüzgarın sayesinde bulutlar güneşle sanki köşe kapmaca oynuyorlardı. Bulutlar, bazen güneşin bize dönük yüzünü bizden saklıyorlar, bazen de önünü açarak cömertçe ışıklarını bizlere göndermesini sağlıyordu. Bazen de çok parçalı bulutların arasından güneş bize kaş göz eder gibi bir görünüp bir kayboluyordu. Gökyüzündeki rüzgar, bulut ve güneş üçlüsünün hareketlerinden oluşan bu keyifli manzaranın seyrine doyum olmuyordu. 

Halen ben bu yazıyı yazarken troposfer katmanındaki rüzgar, bulut ve güneş üçlüsünün dansı devam ediyordu. Güneye bakan çalışma odamın penceresinden bir taraftan yazıyı yazarken, bir taraftan da bu üçlünün dansını seyretmeye devam ediyordum. Rüzgarın kovalamacasıyla büyük bir hızla batıdan doğuya doğru akın eden parçalı bulutların arasından güneşi görürken, mavi gökyüzü de sanki parçalanarak bölgelere ayrılmış bir gökyüzü haritasını andırıyordu.

Selam ve Saygılarımla.

Bir Gazete İncelemesi

Merhabalar.

Oksijen gazetesi 54 cm. uzunluğunda ve 34 cm. genişliğinde içeriği dergi formatında hazırlanmış, Türkiye'nin tek hafta sonu gazetesidir. Arkalı önlü 44 sayfadan ibarett olup, satış fiyatı 30,00 TL.sıdır. Oksijen'de magazin haberleri bulamazsınız. Haftanın içinden seçilen önemli haberlerle birlikte daha çok eğitici ve bilgilendirici haber ve konulara ağırlık verilmiş. Ana gazete sayfalarını, yorum(10), moda(1), sağlık(4), ekonomi(6), gayrimenkul(2), gündem(6), mavi dünya(1), politika(1), teknoloji(1), görüş(2), iklim(1), moda(1), spor(3), tarım(1) sayfa olmak üzere bu başlıklar altında önemli konu ve haberelere ayırmış.

Ek olarak verilen "O2" başlıklı ikinci gazete de aynı boyutlarda olup, arkalı önlü 32 sayfadan ibarettir. Şehir, yaşam, tiyatro, müzik, moda, dekorasyon, yemek, seyahat, hediye, güzellik, gündem, sürdürülebilirlik, eğlence, tarih, sanat, kitap, sinema, 6 sayfa (ekran) televizyon kanalları ile ilgili bilgi ve haberlere ayrılmış ve son sayfasında da bulmacası var.  

Ana gazetede yer verilen reklam alanını hesapladığım da  44 sayfalık gazetenin 10 tam sayfasının reklama ayrılmış olduğunu gördüm. Televizyon kanalları ile gazetelerin gelirlerinin büyük bir kısmını reklamlardan elde ettiği hepimizin malumudur.

Gazetenin ön sayfasında önemli haberler ile eğitici ve bilgilendirici haber başlıklarının kısa alıntılarına yer vererek devamının da hangi sayfada olduğu not düşülmüş. Ön sayfayı çevirdikten sonra gazetenin hemen "yorum" başlıklı ikinci sayfasında özetle: "Benden size kesin bir bilgi, istediğiniz kadar yayabilirsiniz: Sevilme ihtiyacımızı karşılamamızın bir tek yolu var; sen de birisini seveceksin! Birisine ihtiyacı olan sevgiyi vermelisin ki o da senden bunu esirgemesin."Mehmet Y. Yılmaz'ın "Sevilmeden sevmeyi becerebilir misiniz? başlıklı yazısına yer verilmiş. 

Gazete içerisinden dikkatimi çeken bir başka başlık ise Neo Skola CEO & Kurucu Ortaklarından Özgür Kızılelma'nın "Türkiye Polimatlarla Değişecek" başlıklı yorumdur. Yine yorum bölümünden Selçuk Şirin'in kaleme aldığı "Zorbalık Bir Sistem Meselesidir" başlıklı yazısında zorbalığı tarif ederek zorbalığın üç farklı şekilde tezahürünü açıklamış. 

Her konu başlığından bir haber ya da gündem maddesine yer verecek olursam, bu yazının tadı kaçar. Bu bağlamda Oksijen gazetesi ile ilgili yeteri kadar açıklamaya yer verdiğimi sanıyorum. Merak edenlerin hafta sonlarında en yakın bir gazete bayine giderek gazete raflarına göz atmalarını öneririm. 

Selem ve saygılarımla. 

Gayrimenkul ve Teknoloji


Merhabalar.

Barınma, insanın en temel ihtiyaçlarından biri. 2030 yılına kadar, UN-Habitat tahminlerine göre; dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ı olan 3 milyar insanın erişilebilir konuta ihtiyaç duyacağı öngörülüyor. Bu, dünyada her gün 96 bin yeni uygun fiyatlı konut inşa edilmesi anlamına geliyor. Fakat nüfus artışı, doğal afetler, göçler gibi çok sayıda faktör, insanların güvenilir ve uygun fiyatlı konutlara erişimini günden güne zorlaştırıyor. TÜİK verilerine göre; Türkiye’de kent merkezinde 60 metrekare bir evi satın alabilmek için bir ailenin ihtiyacı olan yıl ortalaması 1985’te 6,8 iken bu süre bugün 10 yılın üzerinde. 

Nüfus yoğunluğu arttıkça şehirler plansız bir büyümenin içinde kalıyor. 2050 yılına kadar tüm dünyada 2,5 milyardan fazla insanın şehirlerde yaşayacağı düşünüldüğünde bu hızlı ve düzensiz büyüme insan hayatını daha da derinden etkileyeceği bugünün önemli bir gerçeği. 

Bunun farkında olan ülkeler akıllı şehir alanına çok ciddi yatırımlar yapıyor. Kendi enerjisini üreten binalar, kentsel tarım uygulamaları, sürdürülebilir ulaşım gibi farklı başlıklardan oluşan akıllı şehir pazarının 2027'de 1 trilyon doları geçeceği tahmin ediliyor. Gayrimenkul sektörü de bu dönüşüme uyum sağlamak için yeni iş modellerine yöneliyor.

Selam ve saygılarımla.


Oksijenin Hikayesi

Merhabalar.

"Yüreğimin İklimi" blog sayfasında görmüştüm bu haftalık gazeteyi ve merak etmiştim. Sadece hafta sonları bulmacası için aldığım Hürriyet gazetesini almak üzere 16.12.2023 Cumartesi günüi ikamet ettiğim yere oldukça uzak bir yerdeki gazete bayiine gittim ve gazete standında çok kalın gördüğüm Oksijen gazetesi için  kendi kendime "aman Allah'ım bu hafta ne kadar çok ek gazete ilave etmişler" dedim ve Hürriyet gazetesi ile birlikte Oksijen gazetesini de aldım ve içeriye gidip ücretini öderken de büfe sahibine latife olarak "oksijenin kalmadı, haberin olsun." dedim. O da "sadece iki adet gönderiyorlar" dedi ve ben oradan ayrılıp evin yolunu tuttum. 

Eve geldim ve pazar çantamı kanepenin üzerine boşalttığım da bir de ne göreyim, o çok kalın gördüğüm haftalık Oksijen gazetesinin ayrı ayrı iki adet gazete olduğunu gördüğüm de beynimden vurulmuşa döndüm. Hiç vakit kaybetmeden tekrar üzerimi değiştirdim ve fazladan aldığım Oksijen gazetesini bayiye iade etmek üzere tekrar yollara düştüm. Uzatmayım, bayiye durumu izah ederek fazladan aldığım Oksijen gazetesini özür dileyerek iade ettim. 

Tekrar eve döndüğümde vakit bir hayli olmuştu. Yüreğimin İklimi'nin de haftalık paylaşımlar yaptığı Oksijen gazetesinin hemen fotoğrafını çekerek gazete ile ilgili yaşadığım bu olayı sizlerle paylaşmak istedim. Gazetenin şöyle bir sayfalarını karıştırdım, ama henüz gazeteyi daha tam okumadım. Allah izin verirse, okuduktan sonra gazete ile ilgili düşüncelerimi tekrar burada paylaşacağım. 

Selam ve saygılarımla.

Okul otobüsü


Merhabalar.

Bu fotoğraf Ankara ili Etimesgut ilçesi Eryaman semtindeki Tunahan mahallesi sınırları içerisinde bir çocuk oyun alanına çocuklar oynasın, eğlensin diye kurulmuş minyatür bir oyuncak okul otobüsü. Bu fotoğrafı neden paylaştığıma gelince: Dünyayı sömürgeleştirmeye ve kölelştirmeye uğraşan küresel kraliyetçiler takımı olan ABD ve İngiltere'ye karşı Türkçemizi ve Milli Kültürümüzü korumamız gerektiğini hatırlatmak içindir.

Selam ve saygılarımla.